19 Kasım 2014 Çarşamba

BookTag #2 Would You Rather? / Hangisini Seçersin?

Would You Rather? Hangisini Seçersin?

Herkese yeni bir tag ile merhaba, @glorrrybooks beni bu eğlenceli Tag'e mimlemiş. İki seçenekten birini seçiyorsunuz ve bir ömür o seçeneğe sadık kalıyorsunuz. Aynı yola çıkan iki kapıdan birini seçerken bile zorlanan, kararsız bir yapıya sahip ben için oldukça zor bir etkinlik. :)

Hadi Başlayalım.



1) Çok kitaptan oluşan serileri mi yoksa tek kitapları mı tercih edersin?

Lise dönemimin büyük kısmını seri kitapları okuyarak geçirdim, hala da çok severim seri kitaplarını. Genellikle sürükleyici oluyorlar, onları okurken dünyadan soyutlanıyorum ve inanılmaz keyif alıyorum. Sonra sınava hazırlanmam gerekti ve kitap okumalarım aksadı. Şimdi üniversitedeyim ve farkında olmadan tekli kitapları seçtiğimi gördüm. Artık klasiklere, ölmeden önce okunması gereken ve insana bir yön kazandırdığına inandığım kitaplara daha çok ilgi duyuyorum. Tabii arada kafa dağıtmak için serilere başvursam da onlara hayatımda büyük yer verdiğimi düşünerek, tek kitaplar diyorum. :)

2) Sadece kadın yazarları okumak mı yoksa erkek yazarları okumak mı?

Bu soruya cevap vermek zor oldu, severek okuduğum kitapları tarttığımda genelde erkek yazarlar olunca ben erkek yazarlar diyorum. :) (J.K Rowling'e ihanet etmiş gibi hissediyorum kendimii)

3) Kitapçıya gidip kitap satın almak mı yoksa internet üzerinden sipariş vermek mi?

İnternet üzerinden çok sipariş vermeme ve indirimlerden faydalanmama rağmen, dokunarak inceleyerek satın almak çok başka diyorum ve kitapçıya gidip satın almayı seçiyorum.

4) Sinemaya uyarlanan kitaplar mı yoksa diziye uyarlanan kitaplar mı?

Game Of Thrones'u dört gözle, ayıla bayıla beklememe rağmen sinemaya uyarlanan demek istiyorum. Bir kitap beşe ona bölünmesin, heyecanla gidelim sinemada o geniş ekranda izleyelim ve vizyon tarihi kovalayalım. Her ne kadar insanlar kitapların filme uyarlanmasını sevmeseler de, ben severek okuduğum bir kitabı vizyonda görmeye bayılıyorum. Bazılarını beğenmiyor olsam da.

5) Günde beş sayfa kitap okumak mı yoksa haftada beş kitap bitirmek mi?

İkisi de değil. Beş sayfa çok az, beş kitap çok fazla... Beş kitap olunca iş keyfini çıkarmaktan çok tüketmeye giriyor bence, insan tadına varmalı ve o keyfi hemencecik bitirmemeli bence. Evet kitabı bırakamayıp bir solukta bitirdiğim çok oluyor ama ben günde beş sayfayı istemeyerek seçiyorum. :)

6) Profesyonel bir yazar olmak mı yoksa profesyonel bir eleştirmen olmak mı?

Kitap eleştirileri yapıp yazar olmayı seçmek komik olur değil mi, ama cevabım profesyonel bir yazar olmak. İçimde dağlar denizler kadar yazma isteği mevcut. :) Eserler ne kadar başarılı veya kötü olursa olsun, bir insan onu yazabilmişse her türlü tebrik etmek lazım. Yazmak zor, eleştirmek kolaydır.

7) En sevdiğiniz kitabı tekrar tekrar okumak mı yoksa hergün daha önce okumadığınız bir kitabı okumak mı?

Her gün daha önce okumadığım bir kitabı okumak, çünkü ilkini seçersem belki en sevdiğim olacak başka bir kitabı bulma şansımı kaybederim. :) Ayrıca onu defalarca okuyup benim için sıradan bir hale getirmek istemem. Bırakayım da tadı damağımda kalsın.

8) Kütüphanede çalışmak mı yoksa kitap satıcısı olmak mı?

Elbette kitap satıcısı olmak! İnsanlara tavsiyeler vermek, kitaplar hakkında yorum yapmak ve sessiz kalmak zorunda olmamak; müthiş bir şey. :) Ayrıca masalar olsun, insanlar oturup rahat rahat inceleyebilsin kitapları, ya da dilediklerini okusunlar. Ben de yanlarına sıcak bir şeyler ya da tatlı getireyim. :) (Sanırım glorrry ile bilmeden ortak bir hayal kurmuşuz :))

9) Favori türünüzde kitaplar okumak mı yoksa favori türünüz haricindeki her türden kitaplar okumak mı?

Ben aşk severim, distopya aşığıyım diye bir tür belirleyemedim kendime. Favori kelimesini zaten ne yemeklerde, ne şarkılarda ne kitaplarda hiç kullanamadım. En başından dedim kararsızım diye. Nasıl kulağıma hoş gelen her şeyi dinliyorsam, gözüme de hoş geleni okurum ve onlar benim en sevdiklerimdir. Cevap o yüzden favori türünüzde kitaplar. :)

10) Sadece basılı kitap okumak mı yoksa sadece e - kitap okumak mı?

Teknoloji yeteri kadar hayatımızda var zaten, ben hala okurken kitabı koklarım. :) Basılı kitapların büyüsü diyorum.



bu da şarkımız, keyifli dinlemeler.

- P.


18 Kasım 2014 Salı

Kitap İncelemesi - 13: Deliduman, Emrah Serbes



Deliduman
Emrah Serbes
İletişim Yayınları
351 Sf

Yazar Hakkında: Emrah Serbes, 1981 Yalova doğumlu genç yazar. Daha önce İletişim Yayınları tarafından yayımlanmış iki Behzat Ç. romanı, Her Temas İz Bırakır (2006), Son Hafriyat (2008); bir hikaye kitabı Erken Kaybedenler (2009) ve serbest metinleriyle hikayelerinden oluşan bir seçki Hikayem Paramparça (2012) bulunmaktadır.





Kitabın Konusu: Deliduman romanında, 17 yaşındaki Çağlar İyice'nin hayatı, onun kırgın ve öfke dolu iç sesiyle biz okuyuculara sunuluyor. Tutamadığı sözlerle insanları kandıran Belediye Başkanı dayısı Altan'a, depresyon eşiğindeki annesine ve terkedildiği eski sevgilisine duyduğu nefret ve kırgınlıkla ilerleyen kitapta, bir yandan da unutamadığı dedesi, en yakın arkadaşı Mikrop Cengiz ve hayatındaki en değerli varlık kız kardeşi de ona eşlik ediyor. Kız kardeşini dansıyla meşhur etme çabası ve gezi parkı direnişi ile harmanlanan Deliduman, sizlere enfes bir tat sunacak.

16 Kasım 2014 Pazar

Müzik Listesi #3

Gönderilerde paylaştığımız şarkılardan oluşan üçüncü müzik listemiz dinlenmeye hazır, buyrun efendim:


  • Dido - White Flag
  • The Beatles - Yesterday
  • 30STM - The Kill
  • The Pierces - Three Wishes
  • Jehan Barbur - Gidersen
  • Unutursam Fısılda ( Farah Zeynep ) - Gel ya da Git
  • Tori Amos - Winter
  • Lotte Kestner - I want You
  • The Civil Wars - Dance Me To The End Of Love
  • Mogwai - Take Me Somewhere Nice


- P.

4 Kasım 2014 Salı

Kitap İncelemesi - 12: Kırmızı Pazartesi, Gabriel Garcia Marquez



Kırmızı Pazartesi
Gabriel Garcia Marquez

Orijinal Adı: Cronica de Una Muerte Anunciada
Çeviri: İnci Kut
Can Yayınları
119 Sf


Yazar Hakkında: Gabriel Jose de la Concilacion Marquez Kolombiyalı, tüm Latin Amerika'da Gabo olarak bilinen yazar, romancı, hikayeci ve oyun yazarıdır. 1982 Nobel edebiyat ödülü Sahibi Marquez, 14 Nisan 2014 tarihinde vefat etmiştir.






Kitabın Konusu: Kırmızı Pazartesi, yazarın 1981 yılında yayımlanan yedinci romanıdır. Polisiye türünde yazılmış bu eser, sonu başından belli bir namus cinayetinin sır perdesini aralıyor. Evlendiği gece bekaretinin bozulmuş olduğu ortaya çıkan Angela Vicario, bu olayın sorumlusu olarak Santiago Nasar'ı tutar. Ailesinin namusunu temizlemekle yükümlü Vicario kardeşler, tüm halka Santiago Nasar'ı öldüreceğini duyurur ve olaylar bu yönde gelişmeye başlar.

Kitap Hakkında: Kırmızı Pazartesi, Gabriel Garcia Marquez'in okuduğum ilk eseri ve bu kısa romandan yazarın ne kadar zeki olduğunu keşfetmek mümkün. Katil, kurban ve cinayet sebebi bize ilk sayfada verilmiş olsa da, son cümleyi okuyana kadar olayı kurgulamak kolay değil. 

Kitap yazarın ağzından, çocukluk döneminde işlenmiş bir cinayeti, buna şahit olmuş halkın
ifadeleriyle birleştirerek adım adım anlatılıyor. Kız kardeşlerinin namusunu temizlemekle görevli Vicario ikizleri, Santiago Nasar'ı öldürmeyi aslında hiç istemezler ve belki birileri bu duruma engel olur umuduyla, cinayeti işleyeceklerini orada yaşayan her insana duyururlar. Ancak insanlar ya Vicario kardeşlerin çok sarhoş olup yalan söylediğini  ya da elbet birilerinin engel olacağını düşünüp bu olayın üstünde durmaz.

Angela Vicario'nun ağzından çıkan ve hiçbir kanıtı olmayan tek bir cümle ile Santiago Nasar bu yanlış düzene kurban gitmiştir. Suçlu kim? Vicario kardeşler mi yoksa, ölüme defalarca engel olunabilirken hiçbir şey yapmayan ve bu cinayeti meşrulaştıran halk ve yanlış ahlak anlayışı mı? Otopsisi bile peder tarafından yapılan kahramanımızın cansız bedeni, namus cinayetinin aslında hiçbir şeyi değiştirmediğini de bir kez daha gözler önüne seriyor.




"Kader bizleri görünmez kılar."




Herkese keyifli okumalar ve dinlemeler. :)


- P.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...