26 Ağustos 2014 Salı

Kitap İncelemesi - 3: Veronika Ölmek İstiyor


Veronika Ölmek İstiyor
Paulo Coelho

Orijinal Adı:  Veronika Decide Morrer
Can yayınları
Çeviren: Haldun Pamir


KİTABIN KONUSU: Veronika, dışarıdan bakıldığında ortalamanın üzerinde bir hayat yaşıyordur. Elinde her şeyi, güzelliği vardır ve bunu erkeklerle gezerek kullanmasını da bilir fakat mutlu değildir. Monotonluktan sıkılır ve intihar teşebbüsünde bulunur ancak beceremez. Gözlerini açtığında kendini ülkenin en ünlü akıl hastanesinde bulur ve doktorlar ona kalbinin geri dönüşü olmaz bir hasar aldığını, fazla bir ömrü kalmadığını söyler. Veronika hayatının son bir haftasını bu akıl hastanesinde tanıştığı insanlarla beraber geçirirken, karşısına çıkan bu şahıslarda aşkı, korkuyu, arzuyu ve nefreti bulur. Keşfettiği bu yeni dünyada yaşamak için sebepler bulurken; varoluşu, ölmek ve yaşamak arasında ince bir çizgide can çekişiyordu.

KİTAP HAKKINDA YORUMUM: Bu kitabı okuyalı neredeyse bir yıl oluyor, kendisi Paulo Coelho'nun okuduğum ilk kitabıdır ve son sayfayı çevirdiğimde yazara artık büyük bir hayranlık besliyordum. Yemek biter ama tadı damağınızda kalır ya, aynı o hisse büründüm ve aradan aylar geçmesine rağmen de o tat hala bende saklı. Bugün, yine de bu kitabı yorumlamak istedim ve kitabımı kime verdiğimi hatırlamadığım için kapağını görsellerden seçtim. Gezinirken de bir filmi olduğunu keşfettim. Son noktamı koyup direkt izlemek istiyorum. 

Kitap, edebi dili ve sürükleyici konusuyla dört dörtlük bir eser. İlk sayfayı açtığınızda sonuna gelene kadar bırakmak istemeyeceksiniz. "Hepimiz şu ya da bu biçimde deliyiz zaten," diyen Paulo Coelho, aslında günümüz insanlarının sorunlarına büyük oranda değinir. Toplumun alışılmış kalıplarına, benimsenmiş düşünce yapısının dışına çıkan ve bu yüzden yargılanan insanların dünyasına iniyor. Onlar, toplumun "akıllı" bulduğu kesim gibi, yaşamın bize dayattıklarını kabul etmiyor. 

Veronika, başarısız intihar girişiminin ardından hastaneye getirildiğinde, ürkekçe etrafındaki insanları gözlemler ve yavaşça kendini onlara daha yakın hisseder. Ne yaptığının önemi yoktu, çünkü deliler hastanesinde seni sorgulayacak birini bulamazsın. Sen zaten delisindir. Düşünmeden ettiği hareketlerle, şizforen hastası Eduard ve diğerleriyle, Veronika hiç ummadığı bir yolculuğa çıkar ve en sonunda, ölmek değil yaşamak istediğini keşfeder. 

İnsanlar arasında geçen diyaloglar, aslında deli olan insanların zihinleri size kendinizi sorgulatacak ve belki de kendinizi onlardan biri gibi hissedeceksiniz. En sonunda ise, şaşıp kalacaksınız.


"Şimdiye kadar hiç istediğim gibi yaşayamadım, hep birilerini mutsuz ederim düşüncesi ile, ailemi hayal kırıklığına uğratırım endişesi ile yaşadım. Asla tam anlamıyla mutlu olmadım. İstediğim mesleği seçemedim, istediğim gibi diğerlerini özgürce sevemedim.

İleride ne olacak peki; evleneceğim, çocuklarım olacak, sıkıntılarım olacak, kendimi onlara adayacağım, onlar beni bırakıp gidecek, terk edeceğim veya terk edileceğim... Şimdiden gördüğüm bu geleceği neden kabul edeyim ki; kendi isteğimle bu noktada bırakmak varken."



"Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaşım verdiği bir dünyada, ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı?"



"Ben de o yüzden ağlıyorum işte," dedi Veronika. "O hapları aldığımda nefret ettiğim birini öldürmeye çalışıyordum. İçimde başka, sevebileceğim Veronikalar olduğunu bilmiyordum."



"Gövdem de sizin gördüğünüz değişikliklerle hiçbir ilgisi yok olanların. Olan her şey ruhumda oluyor."



"Yaşamı boyunca pek çok kez fark etmişti Veronika,  tanıdığı bir sürü insan başkalarının başına gelen korkunç olaylardan sanki gerçekten üzgünmüş ve yardım etmek istiyorlarmış gibi söz ederlerdi, ama işin gerçeği, başkalarının acılarından zevk aldıklarıydı; çünkü böylece kendilerinin mutlu ve şanslı olduklarına inanabiliyorlardı."





Bu yazının şarkısı olarak ise, filmde Veronika'nın çaldığı bu parçayı öneriyorum.

Hepinize keyifli okumalar ve dinlemeler. :)

- P.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...